Köpek sahiplenmeye başlamadan birçok araştırma yaparak bilgiler edinmeye çalışırız. Evimize yeni gelen misafirimize nasıl yaklaşmamız gerektiğini, elimizden geldiğince öğrenmeye çalışırız. Ne zaman eğitilmeli, nasıl davranılmalı, ne şekilde doğru iletişim kurabiliriz gibi konular edinmeye çabaladığımız bilgilerin başında gelir. Fakat süreç içerisinde doğru bildiğimiz yanlışlarımız yok mudur? İşte sizlere birçok köpek sahibinin doğru bildiği bazı yanlışları topladık;
Köpekler altı aylıktan itibaren eğitime başlar.
YANLIŞ !
Köpeğimizin eğitime başlama yaşı en sık karşılaştığımız yanlışlardan birisidir.
Birçok köpek sahibi eğitime köpeklerinin altı aylık olmasından itibaren başlanılması gerektiğini bilir ve duyar. Peki, hiç kendinize sordunuz mu? Neden altı aylık olmadan bir köpeğe eğitim verilmez?
İkinci dünya savaşında Almanya’da bulunan Nazi kamplarında bekçilik ve koruma yapmaları için Alman çoban köpekleri yetiştirilerek eğitilirdi. Köpekler üzerinde o dönemde geçerli olan ve şu anda da kullanılan klasik eğitim metotları kullanılmaktaydı. Bir köpeğe gerek psikolojik, gerekse bedensel güç olarak işkence uygulayabilmek için köpeğin fiziksel yapısı yerine oturması gerektiği için kamplarda köpeklerin altı aylık olmaları beklenilirdi. Bu yaş sınırına erişen köpeğe istenilen bedensel güçle eğitim verilebiliyordu.
Klasik eğitim olan şiddet günümüzde yerini pozitif ödül ağırlıklı eğitim biçimine bırakmıştır. Buna rağmen klasik eğitim ne yazık ki hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Çağımızda klasik eğitim sistemindeki düşünceyi tamamen gölgede bırakan; bilimsel ve hayvan dostu metodu olan pozitif eğitim sistemi ile eğitimlere iki aylıktan itibaren başlanılabilmektedir.
Eğer köpeğimizin eğitimi için altı aylık olmasını beklersek birçok istenmeyen ve yanlış hareketi pekiştirmiş olacağız. ( tasmayı çekiştirerek yürümesi, mobilya kemirmesi, havlaması, kişilerin üzerine atlaması, oyun ısırıkları, vb ). Oysaki iki aylıktan itibaren ( evimize geldiği ilk andan ) eğitimlere başlanılırsa hem köpeğimizin karakter gelişimini hem de davranışlarını göz önünde tutarak istenmeyen birçok davranışın önüne geçmiş oluruz.
Köpeğinizin patronu olun.
YANLIŞ !
Köpekler sürü hayvanlarıdır ve sürü hayvanlarında patronluk yoktur. Madem sürü yaşantısında patronluk yoktur neden köpeğimize patron rolü ile yaklaşalım? Cevaplanması gereken soru; ‘’Sürü yaşamının özellikleri nedir?’’
Köpeklerin doğal yaşantılarında ( birçok sokak köpeği guruplarında görüldüğü gibi ) sürü liderliği kavramı mevcuttur. Köpekler bizim yaşantımızda birer işçi ya da bizim hayatımızın çalışanları değildir bu sebeple patrona ihtiyaçları yoktur. Köpekler bizlerin ailemizin ( sürümüzün )birer ferdidir. Bu da hiyerarşiyi doğurur, hiyerarşi sisteminde bir lidere ihtiyacı vardır. Yapıda sürü lideri ve sürü üyeleri bulunmaktadır. Köpeğiniz üzerinde otorite kurmaya çalışmak, güç gösterileri uygulamak köpeğinize yapabileceğiniz en yanlış yaklaşımlardır.
Doğal yaşamları incelendiği zaman hiçbir sürü lideri sürüsündeki bireylere kendi gücünü gösterebilmek için kaba kuvvet kullanmaz. Sürü davranışını şimdi kendi yaşantımıza uyarlayarak bir göz atalım. Dört kişilik bir aile 45 yaşında bir baba, 38 yaşında bir anne, 20 yaşında bir erkek çocuk ve 17 yaşında bir kız çocuğu. Bu sürüde bir tane lider vardır bu lider ya sürü üyelerinin geçimini sağlamakla görevli 45 yaşındaki baba ya da sürü üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamakla görevli 38 yaşındaki annedir, peki sizce lider olabilmek için sürü üyelerine kaba kuvvet mi kullanılmıştır, patronluk mu yapılmıştır? Hiçbirisi! Bunun nedeni çok basittir; sürünün hayati ihtiyaçlarını karşılayan sürü lideridir. Ve şimdi bu sürüye iki aylık yavru bir köpek ekleyelim. Var olan bir sürüye yeni bir üye katılırsa bu üyenin tüm hayati ihtiyaçları kimin elindedir? SÜRÜ LİDERİNİN. Sürü lideri olabilmek için harcanmaya değer fazladan bir girişime gerek yoktur. Yani köpeğimizin hayati ihtiyaçlarını karşıladığımız sürece onun lideriyizdir ( PATRONU DEĞİL). Köpeğin tüm ihtiyaçlarını birebir kim karşılıyorsa doğal olarak sürü lideri de o olacaktır.
Tuvaletini yaptığında ensesinden tutarak burnunu yaptığı tuvaletine sürterek ikaz edin.
YANLIŞ !
Şüphesiz ailemize yeni katılmış olan yavru köpeğimizin en zorlu ve sabır isteyen zamanı tuvalet eğitimi dönemdir. Ne yazık ki yanlış yönlendirme ve bilgiler sebebi ile tuvalet eğitimi tam bir kâbusa dönüşmektedir. ‘’Tuvaletini yaptığında ensesinden tutarak burnunu yaptığı tuvaletine sürterek ikaz edin’’ tarzındaki düşence köpeğimizde oluşabilecek davranış bozukluklarını neden olmaktadır. Bu şekildeki bir terbiye metodu tamamı ile geri kafalı ve yanlış bir zihniyete dayanmaktadır. Bu soruna genel olarak bakıldığında çözüm aslında çok basittir. Köpeğimizi gözlemleyerek bu terbiyeyi çok daha kısa sürede ve basit bir şekilde verebiliriz. Dolayısı ile köpeğimizde oluşabilecek birçok davranış bozukluğunun önüne geçmiş bulunuruz.
Bu tarz olaylarda örnek gösterilen konu ‘’yavru köpekler hatalı oldukları bir konuda anneleri yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmak için ensesinden tutarak yavruyu silkeler’’ düşüncesidir. Ama ne yazık ki bu bilgi yanlıştır. Hiçbir anne yavrusunu ikaz amaçlı ensesinden tutarak sert bir şekilde silkelemez. Sadece yavrularını bir yerden, başka bir yere taşımak amacı ile enselerinden tutarlar. Farz edelim ki anne köpek yavrularını ikaz etmek amacı ile bu şekilde davranmaktadır. Peki ya siz evinize yeni gelen yavrunun annesi misiniz? Siz belki kendinizi o şekilde görüyor olabilirsiniz ama yavru köpek için ne yazık ki öyle değilsiniz. Siz onun için tanımadığı bir yabancısınız. Göstereceğiniz bu tür bir davranışla köpeğinizin sizden korkmasına, keşfetmeye ve tanımaya çalıştığı bu yeni çevrede, yapmış olduğunuz bu yanlış yüzünden çekingen olmasına sebep olacaktır.
Başkalarının köpeğinizi sevmesine izin vermeyin, yoksa köpeğiniz yılışık olur.
YANLIŞ !
Köpek sevgisi;
Bazı köpek sahiplerinin köpeklerini başka insanlara sevdirmediklerini görürüz, sevdirmeyi bırakın yanına bile yaklaştırmaz. Bunun nedenini yabancı insanların köpeğinizi sevmesi durumunda yılışık bir köpek olacağı düşüncesidir. Kendini insanlara sevdiren, etrafa neşeli hareketleriyle renk katan bir köpek yılışık olarak mı adlandırılıyor? Bence hayır. Ya sizce?
Aslında konuya derinlemesine bakıldığında yabancılara kendini sevdiren, etrafındaki insanların sempatisini kazanan bir köpeğin neleri başarabileceğini, nelere vesile olabileceğini hiç düşündünüz mü? Mesela köpekten korkan birisinin karşısında insan canlısı, neşeli bir köpeğin olduğu düşünülürse, bu sizce o insanın korkusunu yenme isteğini başlatması anlamına gelemez mi? Belki de o köpek sayesinde, bu korkusunu yenmeyi başarabilir!
Başka bir bakış açısı da küçük bir çocuğa köpek sevgisini çok güzel bir şekilde aşılayabileceğidir. Ya peki köpeğini yabancılara sevdirmeme kavramının oluştuğu ve uygulandığı bir köpeği ele alırsak; bu köpek sizce nasıl bir karakter ve psikoloji içerisinde olacaktır? Sahibinin dışında tüm insanları, tehlikeli, yabancı, tehdit edici olarak algılayacaktır. Bu karaktere sahip olan bir köpek ne insanlar içerisinde rahat bir şekilde dolaşabilir, ne de insanlar bu tarzdaki köpeklerin olduğu alanda rahat bir şekilde bulunabilir.
Sonuç olarak iyi bir eğitim alan köpek insanlarla ne şekilde diyalog kuracağını çok iyi bir şekilde bilir.
İki yaşından sonra köpeğe eğitim verilmez.
YANLIŞ !
Bir köpeğin eğitimi için konulan yaş sınırları neye, hangi kıstaslara göre konulmuştur! Hiç düşündünüz mü?
Altı aydan küçük, iki yaşından büyük köpeğe neden eğitim verilmez? Bu konuya şu şekilde değinelim. Hiçbir eğitim almamış 10 yaşında bir çocuğu göz önünde tutalım, ardından yanına bir de 25 yaşında genç bir insan oturtalım. Bu sıranın arkasına da 50 yaşında başka bir insan getirelim. Bu guruba aynı anda matematiğin en basit kavramı olan toplama, çıkartma dersi vermeye başlayalım. 3’ncü dersin sonunda yaş sınırları birbirinden farklı bu üç kişi verilen dersler ile ilgili sınava tabi tutulduğunda 10 yaşındaki çocuğun diğerlerine nazaran çok daha çabuk öğrendiğini göreceksiniz. 10 yaşındaki insan 3 ders sonrasında bu eğitimi başarı ile tamamlayabiliyorsa 25 yaşındaki insanın aynı konulu dersi 5’inci derse uzayabilir ve aynı şekilde 25 yaşındaki insan 5’inci dersin sonrasında öğrenebiliyorsa 50 yaşındaki bir insanda aynı konulu dersi 8’inci ders sonunda kavrayabilir. Bu örneği köpeklere indirgersek henüz yavru olan bir köpek eğitime daha açık, daha çabuk kavrayabilme yetisine sahip ve hiçbir yanlış hareket pekişmemiş olacağından eğitimi çok kısa sürede biter. İki yaşındaki bir köpek iki yaşına kadar hiçbir eğitime tabi tutulmadığı için birçok yanlış hareket pekişmiş olur ve eğitim süresi uzar. Kısaca her ırk ve her yaşta köpeğe eğitim verilebilir, ama burada dikkat edeceğimiz en önemli şey fazladan harcayacağımız ZAMAN!
Yazar : Mustafa Kobaş